Sarılık Tedavi Edilirken Uygulanan Yöntemler ve Aşamalar Nelerdir?

Sarılık tedavisinde uygulanan yöntemler arasında Fototerapi oldukça yoğundur. Işın tedavisiyle yenidoğan sarılığı ve patolojik bazı bulgulara müdahale edilebilir.

Sarılık tedavisi denildiğinde herkesin aklına kuvöz gelir. Yenidoğan sarılığı tespit edildiğinde doğrudan kuvöze alınarak belirtilerin kısa vadede ortadan kaybolması sağlanır.

Sarılık Tedavisi Nasıl Yapılır?

Sarılık tedavisi için uygulanan yöntemler işlevsellik açıdan sebepleri ile bağdaştırılabilir. Her zaman için medikal tedavi metotları yetişkinler için ilk tercih olarak düşünülür. Bebekler içinse tam tersine fototerapi uygulaması ile tedavi önerilir. Eğer büyüklerde sarılığın tedavisi için uygun olan etkiler gözlemlenmezse direkt olarak fototerapi ile devam edilebilir. Ancak birçok türü olduğundan dolayı önceliği test ve tetkikler yapılarak sebeplerinin araştırılmasına vermek zorunludur.

Karaciğer hastalıklarının büyük bir kısmını oluşturduğunu hesaba kattığımızda yanlış bir tedavinin uygulanması olumlu sonuçlar vermeyecektir. Pankreas kanseri gibi çok ağır sonuçlar doğurabilecek, vücudumuzda belirli oranda risk faktörü oluşturabilecek durumlarla karşılaşabiliyoruz. Anne sütü sarılığı ile bu gibi sebeplerden oluşan patolojik bir sarılık vakası aynı ölçütte değerlendirilemez.

Tedavi Yöntemlerinin Uygulanma Sıklığı  
Medikal Tedavi(İlaç & İğne) %30
Fototerapi %70

Fototerapi nedir diye soran çok fazla insan olduğunu görebiliyoruz. İlaçlar tedavi için gereken iyileşme faktörünü sağlayamadığında yetişkinlerde de fototerapi uygulamasına geçilir. Bu tedavi standardı tamamıyla ışınlar vasıtasıyla vücudun bilirubin seviyesini düşürmesi mantığına dayanır. İnsanlar ise ilk etapta bu tedaviyi riskli bir ölçekte değerlendirir. Oysa insan sağlığına zararlı olan radyolojik ölçümlere nazaran çok daha zararsız bir metottur.

Sarılık Tedavisinde Fototerapi Zararlı Mıdır?

Sarılık tedavisi fototerapi ile yapılacağı zaman bebeğe zarar verip vermeyeceği bilhassa anne tarafından oldukça önemsenir. Bu bağlamda olası bir zararlı faktör söz konusu olsaydı zaten uygulamaya geçilmezdi. Emin olabileceğiniz tek bilginin bu olması bile yeterlidir.

3-7 gün arası süren ve belirtileri hiçbir zaman azalmayan, aksine belirtilerde ilerleme gözlemlenen sarılık vakalarında ışın tedavisi zorunlu olur. Hemolitik ve Obstrüktif sarılıklar için koyulacak teşhisler patolojik bulgular ile eşleştirilmelidir. Hepatik bulgularla birlikte sürekli olarak bebeğin veya yetişkinin bilirubin seviyesinin takip edilmesi gerektiğini söylemeliyiz.

Bilindiği gibi 10 güne kadar normal bir sarılık vakası gözlemlenebilir. Yenidoğanlar için bu süreç sınırı temsil eder. Sonrasında düzeyli olarak düşürülmesi gerekir. Diğer bir açıdan baktığımızda ise Hepatit A gibi viral bir enfeksiyonun 180 güne kadar vücutta kalması mümkündür. Yani bir yetişkin için bu süreç çok daha uzun olabiliyor. Tabi ki burada Hepatit virüsüyle mi yoksa farklı bir etkenden dolayı mı olduğu tartışılmalıdır.

Kanda bilirubin seviyesi fototerapi sayesinde düşürülebilir. Kaç gün uygulanacağı yalnızca doktorunuz tarafından belirlenecek çizelgeyle tedavi edilir. Kan değerlerinin düzenli takibinin yapılması ile beraber tüm vücut bölümlerindeki mevcut sararmaların kaybolup kaybolmadığı gözlemlenmelidir.

Sarılık Tedavisinde Fototerapi Aşamaları

Sarılık tedavisi başlamadan önce bu reaksiyonlara sebep olan faktörlerin ortaya koyulması gerekmektedir. Her ne kadar günümüzde kısa süreli fizyolojik vakalar daha sık görülse de patolojik olarak karşımıza çıkabiliyor.

Tüm bunları değerlendirdiğimizde de tedavisinde önemli bir yer edeceğini anlamış oluyoruz. Temel anlamda Fototerapi tedavisi nasıl uygulanır ve uygulama aşamaları nelerdir gibi bilgi edinme amacı taşıyan sorular görebiliyoruz.

Bunu bebek kuvözlerinden örnek vererek açıklamak daha doğru olacaktır. Geçmişten beri bebeklerin kuvözlerinin üst kısmında bir ışın bulunur. Bu ışın bebeğe tek açıdan gelerek vücuduna nüfuz eder. Bazı dengesiz hormonlar ve enzimler için düzenleyici bir etkisi vardır. Aynı şekilde halen daha uygulanan bu metodun teknolojik gelişimlerle daha etkin kılındığını söyleyebiliriz.

Geçmişte bebek ışığın konumuna göre belirli aralıklarla belirli pozisyonlara bürünmek zorundaydı. Doğal olarak sürekli döndürülerek ışığa göre konumlandırmak zorunda kalınıyordu. Oysa şu sıralar tüp veya kanal olarak adlandırılan kuvözler kullanılmaya başlandı. Burada ise amaç mevcut ışığın tek bir açıdan değil, bir kanal gibi tüm kuvözü saracak düzeyde bulunmasıdır.

Yani bebek kuvözün içerisinde yatarken göğsüne, ayağının altına, ensesine, kalçasına, koluna aynı anda nüfuz eden bir ışın düzenine kavuşuldu. Haliyle bebeğe hiç müdahale etmeden bırakıldığında ışın tedavisi tamamlanmış oluyor. Sarılık tedavisinde fototerapi uygulanırken bebeklerin gözlerine uyku bandajı takılır. Burada da gözlerin ışından rahatsız olmaması ve kalıcı hasar bırakmaması hedeflenmektedir.



1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (1 votes, average: 5,00 out of 5)
Loading...
Yorum ekle