Karaciğerde Oluşan İyi Huylu Kistler: Basit Kistler

Öncelikli olarak karaciğerde oluşan kistlerin basit ve komplike (polikistik) olmak üzere ikiye ayrıldığını belirtmek gerekir. Basit kistler; karaciğerin yalnızca bir bölgesine etkiyen, içerisinde seröz sıvı bulunduran ve bakteriyel kaynaklı olmayan kistler olarak nitelendirilebilir.

Karaciğerde Basit Kist

Öncelikli olarak karaciğerde oluşan kistlerin basit ve komplike (polikistik) olmak üzere ikiye ayrıldığını belirtmek gerekir. Basit kistler; karaciğerin yalnızca bir bölgesine etkiyen, içerisinde seröz sıvı bulunduran ve bakteriyel kaynaklı olmayan kistler olarak nitelendirilebilir. Basit kistlerin çapları milimetre düzeylerinde olabileceği gibi ortaya çıkış koşullarına ve ortam şartlarına bağlı olarak 20 santimetreye kadar çıkabilir.

Karaciğerde oluşan basit kistler, iyi huylu hastalıklar arasında en yaygın görülen türdür. Kadın bireylerde erkeklere kıyasla daha sık görülen bu kistlerin ortaya çıkma olasılığı yaş faktörüne bağlı olarak artış gösterir. Genel olarak bakıldığında yapılan incelemeler iyi huylu kistlerin toplum içerisinde % 3-5 aralığında görüldüğünü tespit etmiştir.

Karaciğerinde basit kist olan bireyin yaklaşık % 90′ ınında herhangi bir semptom yahut şikayet gözlenmez. Buna ek olarak hastalığın genellikle başka amaçlarla yapılan muayeneler esnasında tespit ediliyor olması da belirtilen istatistiği destekler niteliktedir.

Kistlerin olağan dışı büyüdüğü durumlarda bireyde; karın bölgesinin sağ üst kısmında ağrı, halsizlik ve iştahsızlık problemleri ortaya çıkar. Anormal büyümelerde kistlerin safrayı tıkama ve sarılığa neden olma ihtimalleri de vardır.

Karaciğerde Basit Kist

Yapılan kliniksel incelemeler neticesinde kistlerin nedenleri tam olarak saptanamamış olsa da araştırmalar gen ve yaş faktörü üzerinde yoğunlaşmıştır. Hastalığın nedeni olduğu öngörülen faktörleri şu şekilde sıralamak mümkündür:

  1. Gen Faktörü: Basit kistlerin büyük bir çoğunluğunun doğum esnasında ortaya çıkmış olması gen faktörünün hastalık üzerinde etkisi olduğu düşüncelerinin temelini oluşturur. Fakat bu noktada; hastalığa neden olan genin tespit edilemediği belirtilmelidir.
  2. Yaş Faktörü: Gen faktöründe olduğu gibi yaş faktöründe de çıkış noktasını kliniksel araştırmalar ve incelenmiş vakıalar oluşturur. Elbette yaşın tek başına basit kiste sebep olduğunu söylemek mümkün değildir. Yaşı ilerleyen ve yaşam standartları (Beslenme, spor vs. ) düşük olan bireylerde hastalığın görülme ihtimali daha yüksektir.
  3. Tüketilen Besin Grupları: Özellikle yağlı besinlerin belirli bir yaştan sonra tüketimine devam edilmesi ve vücudun bu tarz besinleri yakamaması kistlere sebebiyet verebilir. Bu nedenle özellikle yaşı ilerlemiş ve yetişkinlik çağının sonunda olan bireylerin beslenme tarzlarına bir hayli dikkat etmeleri ve yağlı besinlerden uzak durmaları gerekir.

Belirtileri

Bir önceki paragraflarda da belirtildiği gibi basit kistler iyi huyludur ve semptomlarını genellikle belli etmezler. Semptomlarını belli etmemeleri ve nedenlerinin tam olarak saptanamaması bu kistlerin tedavisini zorlaştırıcı iki önemli etkendir. Burada belirtilmesi gereken hastalığın iyi huylu olduğundan genellikle tedaviye ihtiyaç duyulmadan sabit konumda bırakıldığıdır. Fakat belirli bir boyuta ulaştıktan sonra kistlerin bireyin vücudunda meydana getireceği rahatsızlıkları sıralamak istersek:

  1. İştahsızlık ve buna bağlı olarak ortaya çıkan halsizlik.
  2. Karın bölgesinde gastrit benzeri şişme ve anlık keskin ağrı.
  3. Nadir de görülse sarılık.

 Görüldüğü gibi hastalığın semptomları bir hayli kısıtlıdır. Buna ek olarak belirtilen semptomların başka hastalıklarla karışabilme ihtimalinin bir hayli yüksek olması, hastalığın teşhisini zorlaştıran temel etmenlerden birisidir.

Tedavisi

 Karaciğerde görülen iyi huylu kistlerde genellikle herhangi bir tedaviye gerek görülmeyip kistlerin gözlem altında tutulması metoduna gidilir. Fakat kötü huylu kistlerde ameliyat ve ilaç tedavisiyle hastalık yok edilmeye çalışılır.

Basit kistler, iyi huylu kistler grubunda yer aldığında tedavisi noktasında belirtildiği gibi genellikle herhangi bir işleme gerek duyulmaz. Fakat olağan dışı büyüdüğü ve bireyin vücudunda tahribata yol açtığı takdirde, önce ilaç tedavisi daha sonra gerekiyorsa cerrahi müdahale ile ortadan kaldırılır.

Kaynaklar



Kullanıcı Yorumları ve Oyları

1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (Sizin oyunuz ilk olsun)
Loading...
Yorum ekle